Zamanaşımı, dava hakkının belirli bir süre sonunda kullanılamaz hâle gelmesidir. Türk hukukunda dava zamanaşımı iki şekilde kesilebilir veya durabilir:

• Durma (askıda kalma): Süre ilerlemez, durmuş zaman tekrar kaldığı yerden işlemeye devam eder.

• Kesilme: Önceki süre tamamen silinir, kesilmeden sonra zamanaşımı baştan başlar.

I. HUKUK DAVALARINDA (BORÇLAR HUKUKU) ZAMANAŞIMI

A) Zamanaşımının Durması

Zamanaşımının durması, kanunda sayılan istisnai hâllerde süre işlemez. Bu hâller:

1. Borçlunun fiil ehliyetinin bulunmaması

Örneğin; küçük, kısıtlı veya vesayet altındaki bir kişiye karşı zamanaşımı işlemez. Süre işlemeye ancak bu engel kalktığında başlar.

2. Mücbir sebep

Alacaklının dava açmasına fiilen ve hukuken engel olan olağanüstü hâller (deprem, savaş, salgın, karantina, adliyelerin kapanması vb.). Engelin ortadan kalkmasıyla süre kaldığı yerden devam eder.

1. Kira Davası Avukatı Kimdir?

Kira davaları; kiracı–kiraya veren ilişkilerinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan özel bir alandır.
Kira davası avukatı, Türk Borçlar Kanunu, İcra ve İflas Kanunu ve HMK kapsamında kira ilişkisine dair uyuşmazlıkları çözen ve bu alanda uzmanlaşmış avukattır.

2. Kira Uyuşmazlıklarının Türleri

Kira davaları genellikle iki ana başlıkta toplanır:

A) Kiraya Verenin Açtığı Davalar

• Tahliye davası

  • Kira bedelinin ödenmemesi

  • Gereksinim, yeniden inşa / imar

  • Kira süresinin dolması (TBK 347)

  • Tahliye taahhüdü

• Kira tespit davası (kira bedelinin artırılması)

• Kira uyarlama davası

• Alacak davaları

  • Birikmiş kira borcu

  • Kullanım nedeniyle zarar tazmini

• Ecrimisil davaları (haksız kullanım)

Şirket Avukatı Nedir?

Şirket avukatı, ticari işletmelerin hukuki iş ve işlemlerini yürüten, şirketi hem iç süreçlerde hem dış ilişkilerde temsil eden, sözleşmelerden davalara kadar geniş bir alanda sorumluluk üstlenen hukuk profesyonelidir.

Şirket Avukatının Temel Görevleri

1. Sözleşme Yönetimi

• Satış, tedarik, distribütörlük, bayilik, franchise, kira sözleşmeleri

• Çalışan sözleşmeleri, gizlilik sözleşmeleri (NDA)

• Tedarikçi ve müşteri sözleşmeleri

• Web sitesi – KVKK – çerez politikaları

• Riskli maddelerin tespiti, revizyon ve müzakere

1. Boşanma Avukatı Kimdir?

Boşanma avukatı, Türk Medeni Kanunu ve Aile Hukuku alanında uzmanlaşmış; boşanma davaları, velayet, nafaka, mal paylaşımı, eşe karşı şiddet ve koruma tedbirleri, soybağı, kişisel ilişki düzeni gibi aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda müvekkillerini temsil eden avukattır.

Boşanma avukatları, hem çekişmeli boşanma hem de anlaşmalı boşanma süreçlerinde hukuki destek sağlar.

2. Boşanma Avukatının Görevleri

a. Dava stratejisini belirlemek

• Hangi boşanma sebebine dayanılacağı

• Hangi delillerin sunulacağı

• Tanık, rapor ve bilirkişi ihtiyacı

“En İyi İcra Avukatı” Ne Demektir?

Hukuken “en iyi avukat” şeklinde resmi bir sıralama, liste veya devlet tarafından yapılmış bir derecelendirme yoktur.
Bu ifade genellikle;

• Deneyimli,

• İcra ve İflas Hukuku’na hâkim,

• Pratik çözüm üretme becerisi yüksek,

• Takip süreçlerini hızlı ve etkin yöneten,

• Stratejik hukuki bilgiye sahip
  avukatları tanımlamak için günlük hayatta kullanılan bir ifadedir.

Her dosyanın koşulları farklı olduğundan, bir avukatın “en iyi” olup olmadığı dosya yönetimi, iletişim, uzmanlık ve sonuç alma becerisi ile değerlendirilir.

“En İyi Uyuşturucu Avukatı” Ne Demektir?

Hukuken “en iyi avukat” diye resmî bir unvan yoktur.
Ancak uygulamada halk arasında bu ifade, uyuşturucu suçları konusunda uzmanlaşmış, ceza yargılamasını çok iyi bilen, tecrübeli ve başarı oranı yüksek avukatları tanımlamak için kullanılır.

Uyuşturucu suçları; delil değerlendirmesi, iletişim tespiti, teknik takip, arama–elkoyma işlemleri ve tutuklama tedbirleri nedeniyle en hassas ceza davalarından biridir. Bu nedenle savunmanın niteliği, davanın sonucunu ciddi şekilde etkileyebilir.

Uyuşturucu Suçlarında Avukatın Rolü

Uyuşturucu suçlarında avukatın etkisi özellikle şu alanlarda öne çıkar:

1. Yakalama–Gözaltı Aşaması

• Gözaltı işlemlerinin usule uygun olup olmadığını inceler.

• Arama ve el koymanın hukuka aykırılığı varsa tutanaklar üzerinden itiraz eder.

• Şüphelinin kollukta susma hakkını korur.

1. Aile İçi Şiddet Nedir?

Aile içi şiddet; aile bireyleri veya aynı evde yaşayan kişiler arasında meydana gelen fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel ya da sözlü her tür kötü muameleyi ifade eder.
Sadece eşler arasında değil; nişanlı, boşanmış eş, çocuk, kardeş, anne-baba gibi ilişkilerde de geçerlidir.

2. İlgili Hukuki Düzenlemeler

Aile içi şiddetin temel hukuki çerçevesi iki yasal düzenlemeyle korunur:

a) 6284 Sayılı Kanun – Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi

Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişiyi korumaya yönelik tedbirleri düzenler.

Kadına yönelik şiddet; fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik her türlü baskı, tehdit, kısıtlama ve zorlamayı kapsar. Türk Hukuku bu konuda hem koruyucu hem önleyici hem de cezai tedbirler öngörmektedir.

1. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Temel Hukuki Çerçeve

a) 6284 Sayılı Kanun (Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi)

• Şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kadınları, çocukları ve aile bireylerini korur.
• Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişiye çeşitli tedbirler uygulanmasını sağlar.

b) Türk Ceza Kanunu (TCK)

Kadına yönelik şiddet, işlenen fiile göre çeşitli suç tipleri altında cezalandırılır.
Örneğin:

• Kasten yaralama

• Tehdit

• Hakaret

• Cinsel saldırı

• Cinsel taciz

• Hürriyeti tehdit

• Israrlı takip

• Eziyet

• Öldürmeye teşebbüs

GÜRÜLTÜYE NEDEN OLMA SUÇU (TCK m.183)

 1. Suçun Tanımı

Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesi uyarınca, başkalarının sağlığının zarar görmesine elverişli şekilde gürültüye neden olan kişi cezalandırılır. Bu suç, çevreyi ve kişilerin huzurunu korumayı amaçlayan bir kamu düzeni suçudur.

 2. Kanun Maddesi

TCK m.183:

“Başkalarının sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Gözlem Altına Alma
Gözlem altına alma, ceza muhakemesi sürecinde özellikle sanığın akıl hastası olup olmadığının tespiti için başvurulan bir koruma tedbiridir. Bu tedbir, kişinin cezai sorumluluğunun belirlenmesi bakımından önem taşır.

1. Hukuki Dayanak

Gözlem altına alma, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 74. maddesinde düzenlenmiştir.
Maddeye göre, sanığın akıl hastası olup olmadığı konusunda kuşku varsa, mahkeme, Cumhuriyet savcısı veya şüpheli/sanık müdafii tarafından gözlem altına alınması talep edilebilir.

2. Gözlem Altına Alınma Şartları

• Sanığın akıl hastası olabileceğine dair ciddi şüphe bulunmalıdır.

• Bu durum, adli tıp kurumu veya resmî sağlık kurullarınca incelenir.

• Sanığın gözlem altına alınması kararı, sadece mahkeme veya hâkim tarafından verilebilir.

• Gözlem altına alınma süresi en fazla üç haftadır.

  • Ancak gerekli görülürse bu süre bir defaya mahsus olmak üzere üç hafta daha uzatılabilir.